Monthly Archives: June 2013

İçme Suyu Kalitesini Etkileyen Faktörler

Su kaynağından kaynaklanan faktörler: Su havzaları, içme ve kullanma sularının temin edildiği ve edileceği yüzey ve yeraltı suyu kaynaklarının doğal su toplama alanlarıdır. Hızlı bir şehirleşme ve sanayileşme olgusunun yaşandığı günümüzde su toplama havzaları yoğun çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla içme suyu havzalarının dış ortam ve insani faaliyetlerden kaynaklı kirliliklerin daha  en başta içme sularına bulaşabilmektedir. Burada tabi toplumsal ve bireysel olarak duyarlı olmamız gerekmektedir

Arıtma tesisinden kaynaklanan faktörler: Şayet su, içindeki organik maddeler iyice arındırılmamışsa , arıtma tesisinden dezenfeksiyon amacıyla kullanılan klor bu organik maddelerle reaksiyona girmekte ve sonuçta insan sağlığına zararlı yan ürünler ortaya çıkmaktadır. Bu yan ürünlerin başında trihalometanlar (THM) gelmektedir. İçme suyu arıtma tesislerinde klor yerine ozon kullanarak bu tehlikenin önüne geçilebilir ancak henüz ülkemizde içme suyu arıtma tesislerinde İSKİ ve birkaç yerel yönetim dışında uygulaması yapılmamaktadır. Ayrıca, etkin bir arıtrna sağlamak için arıtrna tesislerindeki ızgara ve fiıtrelerin de sık sık temizlenmesi gerekiyor.

Şehir şebeke sisteminden kaynaklanan faktörler: Eskiyen ve sağlığa uygun olmayan malzemeden yapılmış borular, içme suyu şebeke su kaçaklarına, içme suyunun içine çamur ve kanalizasyonun karışmasına neden olmaktadır nitekim, bu tür olaylara 1994 yılı öncesinde sık sık rastlanmaktaydı ve İstanbul’da musluklardan çamurlu su akmaktaydı. İSKİ’nin yürüttüğü çalışmalar sonucu İstanbul içme suyu şebekesi son teknolojiyle üretilen düktil-font borularla yenilendi. Artık bu borular sayesinde içme suyu,hiç bir dış etkiye ve kirlenmeye maruz kalmadan musluklara ulaştırılmaktadır. Ancak ülkemiz geneline bakıldığında bu konuda halen katetmemiz gereken çok yol olduğu aşikardır.

Bina içi tesisattan kaynaklanan faktörler: Arıtma tesislerinde üretilen standartlara uygun su, sağlığa uygun temiz borularla binaların girişine kadar getirildiğini farzedelim. Ancak, binaların su tesisatı eskiyse, kurşun gibi sağlığa zararlı malzemeden yapılmışsa suya kirletici unsurlar karışmakta ve bir bakıma onca çaba boşa gitmektedir. Böyle binalardaki su borularının, sağlığa uygun malzemeden yapılmış borularla değiştirilmesi gerekiyor. Ayrıca, şehir şebekesi ile kullanım alanlarına ulaşan su, burada kullanıcıya ait depolarda muhtemel su kesintisine karşı bekletilmektedir. Suyun bekletildiği bu depolar düzenli olarak temizlenmezse, su içindeki organik ve inorganik maddeler çökerek tortu oluşumuna yol açmaktadır. Bu tortu, mikroorganizmaların üremesi için uygun bir ortam oluşturur, bu nedenle depoların sık sık temizlenmesi gerekmektedir. İçmesuyunun depolarda bekletilmeden ve depolardan geçirilmeden doğrudan kullanılmasını tavsiye ederiz. Planlı kesintilerde önlem alınarak bu sorunun önüne geçilebilir.

Sonuç olarak kullandığımız suyun kaynağından musluktan akana kadar çok dikkatli işletme kontrol ve bakımlarından emin olmamız gerekmekte.